sabahın erken saatlerinde sokaklarda görürsünüz onları, adımları bir çocuğunkinden daha büyüktür…
“büyük adımlı”dırlar yada “büyük adımı” atarlar, nasıl söylediğiniz fark etmez… işe yetişmek için koşturan anneleri ellerinden çekiştirdikçe adımları büyür, büyür, büyüür…
bir çocuğun adımından büyük adım atan bu çocuklar,
bir çocuğun kalkması gerekenden daha erken kalkarlar…daha erken kalkmak için daha erken yatarlar…
bir çocuğun yürüdüğünden daha çok yürürler… yürürken uykuludurlar…
bir çocuğun yaşadığından daha çok ayrılık yaşarlar… her sabah bakıcı, anneanne, babaanne, teyze vs ‘ye bırakılırken annelerinin ardından bakakalırlar…
bir çocuğun beklemesi gerekenden daha çok beklerler…
ayrılırken ağlayanlar bir çocuğun ağlaması gerekenden çok ağlarlar… daha acısı ayrılırken ağlamayanlardır… çocuktur, annesi tarafından bırakılmıştır ve annesinin ardından ağlamamıştır…
bir çocuğun düşünmesi gerekenden daha çok düşünürler…
bir çocuğun geliştirmesi gerekenden daha fazla korunma hissi geliştirirler…
bir çocuğun yaşaması gerekenden daha çok ayrılık yaşadıkları için, olması gerekenden fazla terk edilme korkusu yaşarlar…
çocukluk bir süreçtir, geçilmesi gereken bir mesafedir. eğer çocuk adımı ile geçilirse olması gerektiği kadar yaşanır ama büyük adımı çocuklar bu mesafeyi çocuk adımı değil de büyük adımı ile geçtikleri için çocuklukları kısadır ve erken büyürler…
“büyük adımı” çocukların adımlarını çocuk adımı olmaktan çıkaran şey, çalışan annelere sahip olmalarıdır…
büyük adımı çocukların anneleri, evlerine giren gelir ile geçinemedikleri için çalışıyor olabilir… bu durumda anne olan biteni anladıkça hüzne gark olur, lanet ederek gittiği işinde nefretle vakit geçirir ve evine koşarak gelir…
ve yahut bu annelerden bir kısmı “kariyeri” için bunu yapıyor olabilir… büyük adımı bir çocuk olmanın kötü bir şey olduğunu düşünebilir fakat yaptığının farkında olmayabilir… öyle olsa da bıraktığı hasar vakıa’dır ve büyük adımı çocuk olaylara tepkilerini nedenlerine göre değil sonuçlarına göre vermektedir… adımları büyük olsa da kendisi küçüktür…
bir ihtimal daha kaldı onu ise anmaya değmez… bir insanın hayatını kariyerine adaması anlaşılabilir olarak değerlendirilebilir fakat bir insanın çocuğunun hayatını kendi kariyerine adaması anlaşılabilir bir şey değildir…
sonra? sonrası fena…
çocukluk mesafesini büyük adımı geçen çocuklar erken büyüyüp çocukken büyük gibi davrandıkları için büyüdüklerinde ne yapacaklarını tam olarak bilemeyip çocuk gibi davranırlar…
bu halleri ile sorumsuz,
bu halleri ile umarsız,
bu halleri ile “adam olamamış”,
bu halleri ile işe yaramaz vb sıfatlarla değerlendirilebilirler…
hak etmişler midir?
kendisi büyük adımı çocukluk yaşamış ve çocuklarına büyük adımı çocukluk yaşatan birisi olarak ben cevap veremiyorum.
sadece buna sebep olan bir de halihazırda bu işleri normalize eden bir dünya düzeni var ya (modern hayat da diyorlar o lanete) işte onun taaa ….. diyebiliyorum.