İman, inkar ile başlar.
La ilahe (ilah yoktur) diye başlarız, ilah ilan edilen herşeyi red ve inkar ederiz, sonra illallah (Allah’tan başka) deriz ve Allah’ı ilah ediniriz. İnkar edilen ilahlar denilince (detay için bkz: Tağut) akla direkt put vs gelse de günümüzün ilahları daha masum görünümlüdür.
PARA: Kimse evinin bir köşesine para koyup önünde secde etmez ve fakat hayatına baktığınızda “para kazanmayı” amaç edinmiş ve bu yöndeki tüm yapılanları mübah görmeye başlamışsa, kucağında inkar edilecek nur topu gibi bir ilahı var demektir.
KARİYER / MAKAM / MEVKİ: Bu kavramı kendini değerli hissetmek için tek yol gören, sahip olduğu mevki / makam kadar değer bulduğuna inanan ve karşısındakine mevkisi / makamı kadar değer veren dolayısı ile Kariyer / Mevki / Makamı amaç gören, ulaşılması gereken esas olarak görenin “kariyer planı” dediği şey, esasen tam da itiraf edemediği ilahıdır.
EĞLENCE / HAZ: Hayatının her anını “eğlenerek” geçirmesi gerektiğine mutlak bir inançla bağlı kimse için hayat, ancak her anından haz alınarak kutsanacak bir zaman dilimidir. Bu amaç için kırıcı olabilir, rencide edebilir, yasak / günahı yok sayabilir, vs.. vs.. bu yolun sonunda ise, “duyulacak haz” sınırsız “yaşanabilecek haz” sınırlı olduğu için öyle yada böyle mutsuzluk vardır. Bu ilah red olunmadıkça beklentiler ile yaşananlar arasındaki açıklık kapanamaz.
Hayatınızı zorlaştıran, sizi sıkıntıya sokan bir ilahınız varsa, o ilahı tam alnının ortasından haklayacak bir silahınız var, İNKAR!
Ama önce inkar edecek bir ilaha sahip olduğunuzu itiraf etmelisiniz…