Yılma sakın…

“bir insana bir şey anlatmaya çalışmaktansa 10 tane deve ve bir hendeği tercih ederim” tebrik ve teşekkür ederim canım insanlar, bana bunu da söylettiniz ya sonunda…

ne kadar da haklısınız her konuda ve ne kadarda çok şey var bildiğiniz. nasıl oluyor da hiç yanılmıyorsunuz size şaşıyorum doğrusu. o kadar doğru ve yüce fikirleriniz var ki dışarıdan gelecek hiç bir kötülüğün yada yanlış fikrin sizi kirletmesine imkan vermiyorsunuz. Bat dünya bat.

bırak öyle düşünsün, sen kızma gülümse, kaybetme kendini, sadece yardımcı olmaya çalış, sabırlı ol, sakin ol. onlar gibi olma, onları kendine benzetmeye çalış, istemeden onlara benzeme. haklılığın seni bu sorumluluklardan kurtarmasın. bekle ve gör, yanlışsa yine düzeltmeye çalış. arkanı dönüp gitme.

bırakma “bırakma vakti” gelmeden, vazgeçme “vazgeçme vakti” gelmeden, serin kanlı ol, sadece kabul ettirmeye çalışma, anlatmaya çalış, dinle, anla, konuş ve anlat. kuru kuruya kabullere götürmeye çalışma, anlamış olmalarını sağla. direnseler de, hakaret etseler de yılma…

ama artık anlamışsan ki; sadece kuru bir inattan ibaretler, isteyerek dileyerek bilerek anlamak istemiyorlarsa artık vakti gelmiştir gitmenin ve vazgeçmenin. giderken bile, vazgeçerken bile yılmışlık olmasın arkanda bıraktığın… yoruldum deme giderken, bıktım artık deme, gitmesini de bil… belki gelişinle ve konuşmanla anlatamadığını gidişinle anlatabilirsin. nezih ol, letafet saç, zarif ol, bakanlar yüzünü buruşturmasın sana, senin gibi düşünmeseler de sana kırgın, kızgın olmasınlar onları arkanda bırakırken. ama unutma seni sen yapan değerlerini ve onlardan asla taviz verme.

hoş görünmek adına hiçbir şey yapma, hoş ol. ince, kibar, zarif görünmeye çalışma ince, kibar, zarif ol. zorlama kendini, inatlaşma ruhunda zaten var olan zarafetle, bırak kendini göstersin hem sana hem onlara.

tutma kendini,

tutma kendini,

tutma kendini…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir